İRAN'DAN MÜKEMMEL BİR KARAR
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Mahmud Ahmedinejad bugün yaptığı bir konuşmada siyonist İsrail rejiminin sonunun yaklaştığını ve günlerinin sayılı olduğunu söyledi.
Siyonist İsrail rejimini "uyduruk rejim" olarak tanımlayan Mahmud Ahmednejad, "bu uyduruk rejime son vermenin zamanı gelmiştir" diyerek İsrail'in günlerinin sayılı olduğunu söyledi.
İran'ın nükleer santralinin bulunduğu Buşehr kentinde yaptığı konuşmada, İran İslam Cumhuriyeti'nin "nükleer zirve"ye yaklaştığını ve batı baskısı karşısında çalışmaları durdurmak gibi bir niyetlerinin olmadığını belirten İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinjad, İran'ın seneye bu günlerde nükleer elektrik üretmeye başlayacağını söyledi.
"Siz Batılı güçler eğer İran halkının diz çökeceğini sanıyorsanız hata ediyorsunuz" diyen Cumhurbaşkanı "Nükleer yolda zirveye doğru ilerliyoruz" diyerek İran'ın nükleer programını engellemek isteyen güçlere meydan okudu.
Konuşmasında siyonist İsrail rejimine de değinen Ahmedinejad "Dindar Filistin halkı güçlü elleriyle bu siyonist kukla tiyatrosunun son perdesini indirecektir" diyerek, İsrail'in günlerinin sayılı olduğunu ve bu uyduruk rejimin sonuna yaklaştığını söyledi.
Siyonistlerin katliamlarının hesabı sorulacaktır!
Siyonist İsrail rejimini destekleyen Batılı güçlere de seslenen İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad "İsrail'in cinayetleri karşısında sessiz kalanlar dökülen Filistinli kanının sorumluluğunun ortağı olduklarını ve ilerde bunun hesabını vereceklerini unutmasınlar. Dünya devletleri bu cinayetleri unutmayacak" diye uyardı.
Ahmedinejad Buşehr'deki Şehid Beheşti Stadyumunda yaptığı konuşmada Nükleer Enerji Meselesinin İslam Devriminden sonraki en geniş siyasi meseleleri olduğunu ve İran halkının yardımıyla bu işin sonuna yaklaştıklarını söyledi.
Ahmedinejad nükleer alandaki başarıların da İslam Devrimi'nin kültürel kazanımlarının hanesine yazılması gerektiğini, bunu İran halkının İnkılabın değerlerine ve ilkelerine bağlı kalmalarına borçlu olduklarını belirtti.
Müstekbirlerin sarayları yerle bir olacaktır!
Ahmedinejad son 29 yıldır İran halkının karşısına dikilen büyük güçlerin liderlerine de seslenerek "Sizler İran'daki İslam Inkılabını yere sermek için çok uğraştınız ama bugün sizin saraylarınızın dibinde de Allahu Ekber feryatları işitiliyor ve Yüce Allah'ın lütfuyla bu zülüm saraylarınız yerle bir olacak yakında" dedi.
Ahmedinejad, İran İslam Inkılabının Aşura hadisesinin devamı olduğunu ve tüm insanlığı tevhide, bilinç ve uyanıklığa, adalete ve insanlık onurunu diriltmeye çağırdığının altını çizdi.
Ahmedinejad ayrıca "Orta Doğuya hakim olmak amacıyla bölgeye ordular gönderenlerin gemilerinin, Afganistan,Irak, Lübnan ve Filistin'de çamura saplandığını ve bu orduları bekleyen yegane akıbetin zillet, pişmanlık ve baş eğdirilmeden başka bir şey olmayacağını" da söyledi.
AHMET FAYDALI'DAN YORUM: Gördüğünüz üzere hakimiyet artık doğuya geçiyor. Batı o eski gücünü ve baskısını kaybediyor. Amerika İran'ın gücünü resmen tanımaya başladı. 2050 yılına kadar Amerika ve İsrail'in siyonist rejimden aldıkları gücün yıkılması ve gücünü Rusya ve Çin'e kaptırması bekleniyor.
ÇIKAR UĞRUNDA YAŞAYAN BATICI VATAN HAİNLERİ...
Türkiye Cumhuriyeti'nin lekelenemez, kimsenin istesede başaramayacağı tarihini bir hiç uğruna satan, egoist insan "Orhan Pamuk" ; "TÜRKLER ERMENİ SOYKIRIMI YAPMIŞTIR" diyerek vatanına ihanet etti! 12 EKİM 2006 Yılı, bu sözü söylerek, Türklüğe hakaret ettiği için Avrupa devletleri ona "Nobel Edebiyat Ödülü" nü layık gördü. Ayaklanan Türk toplumu Orhan Pamuk'un vatandaşlıktan çıkarılması için provakasyonlarda bulundu. Basın ve edebiyat dünyasında Orhan Pamuk'un açıklamaları kadar tepki çeken Avrupa özentisi, Avrupa birliği dayatmaları, "kendi arzuları" gibi özümseyen ve halka yansıtan başka yazı ve görüşler de yer aldı. "Baba ve Piç" adlı romanında Türkler'i "soykırımcı kasap" olarak gösteren yazar Elif Şafak; Atatürk'e "Bu adam" diye hitap eden ve "Kemalizim gericiliğe karşılık gelir" diyen Prof. Dr. Atilla Yayla; "Türkiye'de Milli Marşın okullarda zorunlu olarak öğretilmesini gerektiren bir kanun varmı? Dün bu konuyu araştırdım ve olmadığını öğrendim" diyen Ertuğrul Özkök; ve Türk Toplumu "Şizold travmalı bir toplum" olarak gösteren ve ulusalcılığı "Post Modern bir hezeyan ideolojisi" olarak tanımlayan yazar Hadi Uluengin bunlardan birkaçı idi.
"YAŞAR KEMAL" Vatanın satılmasının bir örneğidir....
Yıllardır Nobel'e "aday adayı" gösterilmesine karşın "ilk Türk Nobel'ini" Orhan Pamuk"a kaptıran yazar Yaşal Kemal de, Batı'ya yaranma yarışında umudunu asla yitirmedi. 13 Ocak 2007'de "Gerillanın adını terörist koyduk" diyerek PKK'yı açıkça savundu. Türk Ceza Yasasına göre "terör ve teröristi alenen övme" kapsamındaki bu sözleri ile devlete ağır hakarette bulunan Yaşar Kemal terörist ağızıyla tehditkâr sözlerini şöyle ileri sürdü:
"Gerillanın adını terörist koyduk. Bundan da bir umut bekledik. Sözcükler herzaman her koşulda değişebilir ve bir gün işe yaramaz olur. Kendi halkıyla savaşan bir ülke olduk. Ey Milliyetçi ırkçılarımız, dünyada bir tane dostumuz varsa, o da Irak Kürtleri'dir...
PKK ERMENİSTAN'A KAÇIYOR.
Kandil bombalanınca beklenen PKK'nın İran'a kaçmasıydı. Ancak son bilgiler başka bir adresi gösteriyor.
Türkiye, Kandil'i tepelerine yıkınca PKK yeni bir in aramaya başladı. Tahminler İran'a geçecekleri yönündeydi. Ancak İran önlemleri artırıp, sınıra da duvar çekince iyice sıkıştılar. Şimdi rotaları Ermenistan... İddianın temeli ise İsrail istihbaratına dayanıyor. Bu kaynaklardan gelen bilgilere göre PKK, Ermenistan işgali altındaki Karabağ'a yerleşme planı yapıyor. Örgütün Kasım ayında böyle bir karar aldığı, merkez olarak da Laçin ve Fuzili bölgelerini seçtiği belirlendi. Güney Kafkaslara kaçmaya hazırlanan kanlı örgütün, bu bölgede destek aradığı ve bölge halkıyla görüşmeler yaptığı iddia ediliyor.
AHMET FAYDALI'DAN YORUM: DTP TSK' yı durduramayacağını anladı. Artık geriye tek bir şey kaldı PKK için; Kaçmak! Zaten PKK'nın yaptığı bu zaten. Boşuna korkup kaçtılar demeyin, ağzınız yorulmasın. Onlar zaten hep korkak. Ne zaman çıkıpta göğüs göğüse çarpıştılar. Kedilerini siyaset adamı zannediyorlar. DTP'den ışık umdular. Ermenistan'a kaçmaları ise araştırmalarımın sonucuna göre aynen şöyle : Ermenistan ile Türkiye arasında zaten bir anlaşmazlık var. Gümrük kapıları kapalı, siyasi anlaşmalar ise sıfır. PKK'nın Ermenistan'da olduğunu duyan TSK Ermenistan topraklarına sızacak. Bu durum avrupa'yı rahatsız edecek ve Türkiye ile karşı karşıya gelecek. İstedikleri tamamen bu zaten. Amerika PKK ile işbirliğini bozmasaydı bugün bizler ABD ile karşı karşıyaydık.
DİKKAT: KÜRTLERİ DÜŞMAN OLARAK GÖRMEYİN!
Ey Türk Milleti! Sakın bu hataya düşmeyin. Bunlar şuan Avrupa ülkesinin üzerimizin aleyhine kullanacağı en büyük bir koz durumunda. Kürtler düşmanımız değil, kürtler bizim bir sorunumuz değil, kürtler bizim kardeşimiz. Yıllarca beraber yaşadık komşuluk ettik onlarla. Sakın şimdi onları düşman olarak görmeyin. Sakın onları bir PKK'lı olarak görmeyin. Unutmayın ki PKK Kürtlerin olduğu bölgelerede mayın yerleştiriyor, onlara da kurşun atıyor, onların da yavrularını öldürüyor. Bizim Kürt sorunumuz yok, bizim PKK sorunumuz var. Sakın kürtlerle ayrılık içerisinde yaşayıp ülkeyi bölmeyin. Bu konulara çok dikkat edin, ayrılık değil beraberlik yaşayın. Avrupa ülkelerinin emellerini haksız çıkarın. Biz böyle bir toplumuz. Bizim ne olduğumuzu anlayamayanlara öğretin bunları. Sizlerle grur duyuyoruz... Söz: Ahmet Faydalı
TÜRBAN ÜNİVERSİTELERE GİRDİ
Türban Tasarısı rekor bir oyla mecliste kabul edildi. Tüm dünyanın konuştuğu türban tasarısı birçok yabancı gazetede "Türkiye'nin Radikal İslamcı Partisi Atatürk'ün laikliğini kırdı" diye manşet yaptı. Meclise sunulan tasarıya 532 milletvekili katıldı. Kullanılan, evet: 411 hayır: 110 kararsız:11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tasarıyı toptan imzaladı ve meclise gönderdi. Yani türban artık üniversitelere girdi. Tamam güzel! Ama bana göre büyük bir ayrıntı atlandı. Atatürk, zamanında Ruhban okullarının açılmaması için türbanı üniversitelerde yasaklamıştı. Laikliğin kırıldığını gören Avrupa, avrupa birliği sürecinde Türkler'den, Ruhban okullarını açın diye de istemeyecek mi? Zaten bunu istemişlerdi. AKP bütün bunları avrupa birliği için mi yaptı acaba? Onların isteklerini mi gerçekleştiriyor yoksa gerçekten türban giyen kızlarımızı mı düşünüyor? Şu olayı kimse kâle almadı, Yunanistan başbakanı 51 yıl aradan sonra ilk defa Türkiye'de! Neden Türkiye de? Neden geldi ki bu adam? Türklerle Yunanlılar arasında yapılan siyasi görüşmelerin hangisi Türkiye lehineydi? Bana göre Yunanistan başbakanı bu ruhban okulu meselesini görüşmek için geldi Türkiye'ye. Şu olay basına hiç yansımadı: Erdoğan, Ermeni milletvekili ile söz kavgasına girişti! Evet bu olay Yunanistan Başbakanın geldiği süre içerisinde oldu. Ermenistan'a ait bir milletvekili, Sn. Erdoğan'dan, "Neden gümrük kapılarımız kapalı?, neden sizden Yunanistan gibi isteklerde bulunamıyoruz?, neden bizi resmi olarak tanıyamadınız?" diye sorularda bulundu. Acaba bu cesareti nerden hangi olaydan alıyordu? Anlayacağımız ne olduğunu bilmiyorum ama anlayamayacağımız çok olayların döndüğünü tahmin ediyorum..
KAYNAK = www.kraliyetailesi.tr.gg